1 - Korku, Allah tarafından hayatın korunması için insanlara verilen büyük bir nimettir. Eğer korku duygusu olmasaydı hayatımızı sürdüremezdik. Su boğar, ateş yakar, taş baş yarar. Ancak bunlardan korktuğumuz sürece bunlardan korunabiliriz.
Aynen bunlar gibi beladan, fitneden, fesattan, trafik kazalarından, hastalıklardan da korkarız.
Dozunda korku, hayatı korurken; kontrolden çıkmış korku evham, ifrata kaçmış korku paranoyadır.
Deprem
olabilir korkusu depreme karşı önlem aldırırken, her gün deprem olacak
diye aşırı korkuya kapılmak depremden daha vahimdir.
2 - Her türlü tehlikeye karşı elinden gelen her tedbiri almayan insan, ölürse kendi katili olur.
3 -
Corona virüsüne karşı uzmanların ve yetkililerin önerdikleri her önlemi
almak, yapılması gerekenleri yapmak; yapılmaması gerekenleri de
yapmamak aklın, bilimin ve imanın gereğidir. Ancak böyle bir musibet
karşısında kişilerin metanetini kaybederek “ bana ve sevdiklerime virüs
bulaşacak korkusuyla her dakikasını zehir etmesi , bu virüse
yakalanmaktan daha büyük bir musibettir.
4 - Her
türlü tedbir alındıktan sonra takdire teslim olmanın adı tevekküldür.
Kontrolden çıkmış korku ve panik, karşı koyma, tedbir alma ve kendimizi
maddi ve manevi koruma gücümüzü yok eder. Maddi ve manevi direnci
zayıflamış bir bünye her türlü virüse zaten açık kapı haline gelmiş
demektir. Bu olay karşısında , ihmalkarlık, umursamazlık ve kendinden
çok emin olma hali tefrit, dehşete kapılıp olmayana olmuş gibi ağlamak
ise ifrattır. Doğru olan yol ise itidaldir. Yani orta yoldur. Nasrettin
Hoca’ya “sen yazı mı, kışı mı seversin?” diye sormuşlar, Hoca, “bahar
diye bir seçenekten niye söz etmiyorsunuz? diye cevap vermiş.
5 -
“Öleceğim” diye yüreğimiz ağzımıza gelirse ölmeden, her an ölür ölür
diriliriz. Tedbirden sonra takdire teslim olursak vakti zamanı
geldiğinde bir sefer ölürüz.
Bu vesileyle malum virüsten dolayı vefat eden vatandaşlarımıza
Allah’tan rahmet, hastalara Allah’tan şifa dilerim. Allah hepimizi,
bütün insanlığı acze düşüren bu musibetten korusun. Zamanında gerekli
tedbirleri alarak ülkemizin nispeten bu belaya daha az maruz kalmasını
sağlayan yetkililere de teşekkürlerimi sunarım.
Prof. Dr. Hüseyin Çelik
Prof. Dr. Hüseyin Çelik