Günümüz Türkçesiyle Metin:
1 - Allah’ın cömert ihsanı ile Nisan’ın 23’ünde Cuma namazından sonra Ankara’da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.
2 - Vatanın istiklali, yüce hilafet makamının ve Saltanatın
kurtarılması gibi en mühim ve hayatî görevleri yerine getirecek Büyük
Millet Meclisi’nin açılışını Cuma gününe denk getirerek Cuma gününün
kutsallığından yararlanılacak, açılıştan önce bütün Sayın
Milletvekilleriyle Hacı Bayram-ı Veli Cami-i Şerifi’nde Cuma namazı
kılınacak, Kur’an’ın nurlarından ve salavat-ı şeriflerden feyz
alınacaktır.
Namazdan sonra sakal-ı şerif (Hz. Peygamber’in sakalından bir
bölüm) ve Kutsal Sancak taşınarak Meclis’e gidilecektir. Özel Daire’ye
varmadan dualar eşliğinde kurbanlar kesilecektir. Özel Daire (Birinci
Meclis Binası)’ye gidilirken Kolordu Komutanlığı’na bağlı birlikler
tarafında özel güvenlik önlemleri alınacaktır.
3 - Bu kutlu günü ebedileştirmek için bütün vilayetlerde bugünden
itibaren Sayın Valilerin organize etmesiye hatimler indirilecek,
Buhari-i Şerifler okunacak, okunan hatimlerin tevdi duaları Meclis’in
açılışında yapılacaktır.
4 - Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde aynı şekilde Buharî-
Şerif (Altı kabul edilmiş hadis kitabından biri) okunacak ve hatimler
indirilecektir. Cuma günü, namazdan önce minarelerden salavatlar
okunacaktır. Cuma hutbesinde yüce padişahımız efendimizin yüce ismi
zikredilirken başta Padişahımız, onun ülkesi ve vatandaşlarının bir an
önce kurtulaşa ve saadete ermeleri için dua edilecektir.
Cuma namazından sonra hatimler tamamlanacak, yüce hilafet ve
saltanat makamları ile vatanın her parçasının kurtarılması için yapılan
milli faaliyetlerin, milletin her ferdi ve onların temsilcilerinin
üzerlerine düşeni yapmalarının önemi, kutsallığı ve herkesin buna mecbur
olduğu konularında vaazlar verilecektir. Ardından Halife ve
padişahımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin
kurtuluşu,istiklali ve mutluluğu için dua edilecektir.
Bu dinî ve millî merasimler yerine getirilip Camilerden çıkıldıktan
sonra ahali Valilik makamlarına giderek Meclis’in açılışı dolayısıyla
tebriklerini sunacaktır.
Yine Cuma namazından önce, her yerde, usulüne uygun şekilde Mevlid-i Şerifler okunacaktır.
5 - Bu tebliğin derhal yayımlanması ve bir genelge olarak her tarafa
ulaştırılması için her vasıtaya başvurulacak, ve seri bir şekilde en
ücra köylere, en küçük askeri birliklere ve ülkedeki tüm kurum ve
kuruluşlara ulaştırılması sağlanacaktır.
Ayrıca bu genelge, büyük afişler halinde her tarafa asılacak,
mümkün olan her yerde basılıp çoğaltılacak, ücretsiz olarak her kese
bedava olarak dağıtılacaktır.
6 - Allah’tan bizi tam başarıya ulaştırması için dua ediyoruz.
(Metnin Günümüz Türkçesi ile Sadeleştirilmesi tarafımdan yapılmıştır.)
Gelelim kıssadan hisseye:
Tarihte büyük devrimler yapmış, büyük değişim ve dönüşümlere imza
atmış olan liderlerin çoğu, başlangıçta geniş halk kitlelerinin
desteğini kazanabilmak için esas niyetlerini gizlemişlerdir. Mustafa
Kemal de bunlardan birisidir. Buna ister takiyecilik,ister Makyavelizm,
ister oportünizm, ister pragmatizm, ister kurnazlık ne derseniz deyin,
bu böyledir.
Birinci Meclis, deve dişi gibi insanların bulunduğu bir Meclis’ti.
Meclis zabıtlarına baktığımız zaman Meclis’teki çoğulculuğu ve seviyeli
tartışma ortamını çok net bir şekilde görüyoruz. Başını Erzurum Mebusu
Hüseyin Avni Ulaş’ın çektiği, içlerinde Mehmet Akif Ersoy ve benzeri
şahsiyetlerin bulunduğu 63 kişilik İkinci Grup’tan bir kişi bile
1923’teki ikinci Meclis’e sokulmadı. Ardından Milli Mücadele’nin
kahraman komutanlarının % 90’ı devre dışı bırakıldı hatta hapsedildi.
Gelmiş geçmiş liderlerin büyük çoğunluğu,kendilerini yeteri kadar
güçlü görmedikleri başlangıç aşamasında, etraflarındaki kadroları mutlak
surette ehliyet ve liyakat esasına göre oluşturmuşlardır. Güçlendikleri
zaman veya kendilerini yeteri kadar güçlü hissettikleri zaman liyakat
ve ehliyet ortadan kalkar, bunun yerini mutlak bir sadakat alır. Hz.
Peygamber, vahye mazhar olmasına rağmen, doğruyu, yanlışı Cenab-ı Allah
kendisine bildirdiği halde, sahabelerinden mutlak biat ve sadakat
istemiyordu. Ortak akla, istişareye önem veren Hz. Peygamber’e, bu, aynı
zamanda Allah tarafından emredilmişti. Dört Halife de aynı yolu takip
etti. Emevilerle beraber İslam devletinin yönetimi saltanata dönüştü.
Hiçbir saltanat, yetkinin paylaşılmasına da, itiraza da, aykırı görüşe
de tahammül etmez.
Otokratik yönetimlerin adı Cumhuriyet olsa da, saltanatlardaki
yönetim anlayışı aynen devam eder. Dünyada, yönetimi Cumhuriyet olan
ülkelerin birkaçı istisna edilirse, çoğunluğun ne yazık ki adı
Cumhuriyet olsa da,oralardaki ruh ve uygulama Saltanattır.
Meclis’imizin daha nice yüzyıllara, çok sesli, demokratik işleyişe sahip bir müessese olarak ulaşması dileğiyle.
Prof. Dr. Hüseyin Çelik